Danışmanlık Sürecinde Kolaylaştırıcı ve Zorlaştırıcı Etkenler

Her bireyin danışmanlık süreci kendine özgüdür ve bu süreci etkileyen birçok etken bulunmaktadır. Bu yazıda, danışmanlık sürecini kolaylaştıran ve zorlaştıran etkenlere daha yakından bakacağız.

Kolaylaştırıcı Etkenler:

İstek ve Motivasyon: Danışmanlık sürecinin başarısı, bireyin sürece başlamasına ve sürecin sonuna kadar istekli ve motivasyonlu olmasına bağlıdır. Motivasyon ve istek ile ilgili zorluklar yaşayan danışanların bu deneyimlerini danışmanla paylaşması görüşmeye getirilen konu ile ilgili çalışmaya başlamadan önce kişinin motivasyon düzeyi ile ilgili araştırma ve çalışmaya olanak sağlar. (Ryan & Deci, 2008)

İlişki: İyi bir terapötik ilişki danışan ve danışman arasındaki güven ve uyumlu bir çalışma ilişkisi olarak tanımlanır. Birçok araştırma danışmanlığın etkinliğini en çok etkileyen faktör olarak terapötik ilişkiyi işaret eder. Bireyin danışmanı ile duygusal deneyimlerini ve düşüncelerini paylaşmasını kolaylaştırır. Dürüst ve açık iletişim, danışmanın bireyin ihtiyaçlarına daha iyi yanıt vermesine olanak tanır (Lambert & Barley, 2001). Her ilişkide olabildiği gibi danışman danışan ilişkisinde de güvensizlikler yaşanabilir. Bir güvensizlik oluştuğunda bunun görüşme odasında anlamaya çalışılır bir yerden ele alınması ve tamir edilmeye çalışılması danışanın diğer ilişkileri için de bir modelleme oluşturur. 

Empati ve Destek: Danışmanın, bireyin duygusal deneyimlerine ve zorluklarına empati göstermesi, süreci olumlu yönde etkiler. Bu, güven duygusunu güçlendirir. Farklı modellerin kendine özgü müdahale yöntemleri olsa da etkin danışmanlık modellerinin ortak paydalarından biri danışmanın empatik ve yargılamayan bir yaklaşımda olmasıdır. (Lafferty, Beutler, & Crago, 1989)

Zorlaştırıcı Etkenler:

İnkar: Bazı bireyler, sürece getirdikleri zorluklar ilgili daha derindeki duygu ve deneyimlerine bakmakta ya da kabullenmekte zorlanabilirler. Bu, danışmanlık sürecini uzatabilir veya etkisiz kılabilir. Ancak bireyin hazır olmadığı yerde inkar gibi kullandığı başa çıkma yöntemleri danışman tarafından hızlıca değişim için zorlanırsa bu danışman ve danışan arasındaki güvenli ilişkiyi zedeleyebilir. Bu sebeple danışmanın danışanın hazır olduğu hızda ilerlemesi de önemlidir. Danışanın danışmanın müdahalesi ile ilgili rahatsız hissettiği yerlerde bunu danışmanıyla paylaşması danışmana çok değerli bir bilgi verir. Danışman ve danışan birlikte danışana iyi gelmeyen tarafları ele alarak bunun danışana dair ne söylediğine derinden bakmaya ve danışanın değişim sürecine katkı sağlamaya bir fırsat bulmuş olurlar.

Güvensizlik: Danışmanın ve sürecin güvenilirliğine dair şüpheler, danışmanlığa olan inancı zayıflatabilir. Danışan danışmanın eğitimi ve yetkinliği ile ilgili bilgi almak, aldığı hizmet ile ilgili fikir beyan etmek ve seçim yapma hakkına sahiptir. Yetkin olmayan bir danışman ve doğru müdahalelerin kullanılmadığı bir süreç danışan için faydalı olmayacaktır.

Kişisel Faktörler: Bireyin genel sağlığı, yaşam koşulları ve destek ağı da danışmanlık sürecini etkileyebilir. Örneğin, temel gereksinimleri ile ilgili zorluklar yaşayan ve ağır stres altındaki bir bireyin danışmanlık sürecine yatırım yapması daha zor olabilir. Burada öncelik danışmanlığa başlamadan önce kişinin stabilize edilmesine verilir. Bununla ilgili danışan gerekli kurumlara yönlendirilir ya da var olan sosyal destek kaynaklarına erişimin önündeki bireysel engelleri kaldırmak üzere çalışılabilir. 

Kaynakça:

Lafferty, P., Beutler, L. E., & Crago, M. (1989). Differencesbetween more and less effective psychotherapists: A study of select therapist variables. Journal of consultingand clinical psychology, 57(1), 76.

Lambert, M. J., & Barley, D. E. (2001). Research summary on the therapeutic relationship and psychotherapy outcome. Psychotherapy: Theory, research, practice, training, 38(4), 357.

Ryan, R. M., & Deci, E. L. (2008). A self-determinationtheory approach to psychotherapy: The motivational basisfor effective change. Canadian psychology/Psychologiecanadienne49(3), 186.