Öz şefkat, kendimize karşı nazik, anlayışlı ve merhametli davranmayı içermekle birlikte zor zamanlarda kendimize karşı olumlu bir yaklaşım sergilememizle ilgilidir. Hayatta herkes birçok zorlukla karşılaşır, bazen başarısız olur, bazen istemeden de olsa hatalar yapar. Bir arkadaşınız ya da ailenizden biri bu tür şeyler yaptığında ona nasıl tepki verirsiniz? Kendiniz bu tür durumlarla karşılaştığınızda kendinize nasıl tepki veriyorsunuz? Öz şefkat tam da bununla ilgili.
Hayatımızda zorluklar olduğunda, bunlarla baş edemediğimizde kendimize ne diyoruz? Kendimizi teselli edip, hatalarımızla kabul mü ediyoruz, yoksa kendimize kızıyor muyuz?
Öz şefkat, yaptığımız her yanlış ya da hatayla barışık olmanın, kendimizi sevgiyle kucaklamanın bir yoludur. Zorluklar ve hatalar karşısında, bireyin kendini eleştirmesi yerine; kendi duygularını kabul etmesi ve ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olur. Kendimize şefkatle yaklaştığımız zaman hem duygularımıza daha da yakınlaşabilir hem de o an ki ihtiyaçlarımız doğrultusunda hareket edebiliriz. İhtiyaçlarımızı fark etmek ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda hareket ediyor olmak kendimizi ve isteklerimizi daha kolay anlayabilmemize yardımcı olur. Aynı zamanda, ilerlememiz, gelişimimiz ve iyileşmemiz adına bir yol göstericidir.
Bireyler hata yaptığı zaman, hayatta hata yapmanın doğal bir durum olduğunu kendine hatırlatarak hayatın bir deneyim ve bu deneyimin içinde olumsuzlukların da var olabileceği unutmamalıdır çünkü hayatta her şey planlarımız ve isteklerimiz doğrultusunda olmayabilir.
Bir gün bir taşa takılıp düşedebiliriz, ama bu yeniden ayağa kalkamayacağımız anlamına gelmez. Ayağa kalktığımızda o taşı görmeliydim, ne kadar dikkatsizim, nasıl böyle bir şey benim başıma gelebilir demek yerine, o taşın bize bir öğretisinin olabileceğini, o an yaşadığımız bu olumsuzluğun sadece bizimle alakalı olmayabileceğini ve herkesin bir gün o taşa takılıp düşebileceğini fark etmek kendimize şefkatle davranmanın bir adımı olabilir. Her hata yaptığımızda kendimize kızmak, kendimi aşağılamak yani o zor anlarda kendimize nasıl davrandığımız, iyileşme ve ilerleme yolculuğumuzda kritik bir rol oynar.
Kristin Neff’in tanımına göre öz şefkat, birbirleriyle karşılıklı etkileşimi olan üç ana bileşenden oluşur.
- Öz nezaket: Zorluklar karşısında kendimize sert bir şekilde eleştirel veya yargılayıcı olmak yerine bireylerin kendilerine daha şefkatli olma ve anlayışlı bir şekilde yaklaşma eğilimlerini içerir. Kendimizi yetersiz olduğumuzda sürekli eleştirmek yerine, kusurlu ve hata yapabilir olduğumuz gerçeğini kabul ederek, duygularımızı fark edip daha yumuşak ve destekleyici bir dille yaklaşmaktır.
- Ortak insani duygular: Tüm insanların hata yapabileceğini, kendilerini yetersiz hissedebileceğini kabul etmeyi içerir. Öz şefkat, kusurlu olmayı tüm insanlar tarafından paylaşılan bir durum olarak görür. Kişiler yaptıklarına bu perspektiften bakarak daha kapsayıcı ve kabullenici bir yerde olabilirler. Çoğu insan zorluklar karşısında izole olmayı tercih eder, fakat bu bakış açışı bireylerin diğer bireylere bağlanmasını kolaylaştırıcı bir köprü görevi görebilir.
- Farkındalık: Kişinin kendisinin ya da yaşamının hoşlanmadığı yönlerini göz ardı etmeden, şu an deneyimin açık ve dengeli bir biçimde farkında olmayı içerir. Aynı zamanda, içinde bulunduğumuz duruma farkındalıkla bakabilmek yaşadığımız olumsuz durumları dışarıdan bir izleyici gibi görebilmemizi sağlar. Eğer biz içinde bulunduğumuz duruma dışardan bakabilirsek, durumun bize ne getirdiğini rahatça görüp, olumsuzluklara kapılmadan ilerleyebiliriz.
Öz şefkat, bizim kendimize daha iyi şekilde davranmamızı sağlar. Kendimize bakabilmeyi, isteklerimizi bulabilmemizi, ihtiyaçlarımızı rahatça karşılayabilmemiz için bir yardımcı görevi görür.
Psikolog Yasemin Vural
Neff, K. D. (2011). Self‐compassion, self‐esteem, and well‐being. Social and personality psychology compass, 5(1), 1-12.
Neff, K. D. (2003a). Development and validation of a scale to measure self-compassion. Self and Identity, 2, 223–
250.