Travmatik deneyimler, bireylerde çeşitli fiziksel ve psikolojik semptomların ortaya çıkmasına, temel güven duygusunun zedelenmesine ve bir dizi olumsuz etkiye yol açabilir. Peki, bu deneyimler aynı zamanda bireyler üzerinde olumlu etkiler de yaratabilir mi? Travmatik yaşantılar, bireyleri kim olduklarını, çevrelerindeki insanların doğasını, yaşadıkları dünyanın niteliğini ve geleceğin neler getirebileceğini yeniden değerlendirmeye zorlayacak kadar büyük bir etkiye sahiptir. Bu tür olaylar, insanların kendilerine, hayata, dünyaya ve başkalarına olan bakış açılarını, algılayış biçimlerini değiştirir. Ancak, bu durum her zaman olumsuz yönde olmak zorunda değildir. Zorlu yaşam olaylarının deneyimlenmesinin ardından bireylerde olumlu değişimler ve gelişimler de gözlemlenebilir. Bu durum “travma sonrası büyüme” olarak tanımlanmaktadır.
Travma sonrası büyüme beş alanda meydana gelen olumlu değişim ve dönüşümleri kapsar: Kişisel güçlenme, Yeni seçenekler, Yaşamın değerini anlama, Kişilerarası ilişkiler ve İnanç sisteminde değişim.
1. Kişisel Güçlenme: Travma, bireyin kendisine dair algısını yeniden şekillendirebilir. Zorluklar karşısında hayatta kalabilmiş olmanın getirdiği cesaret ve dayanıklılık hissi, bireyi daha güçlü bir benliğe dönüştürebilir. Bu, bireyin yaşamın olası zorluklarına karşı daha hazırlıklı olmasını sağlar.
2. Yeni Seçenekler: Travmatik deneyim, bireyi farkında olmadığı yollara yönlendirebilir. Yaşam planlarını yeniden değerlendirme ve yeni anlamlı hedefler belirleme fırsatı sunar. Belki daha önce hiç fark etmediği bir yeteneğini keşfeder ya da ertelediği hayallerini gerçekleştirme cesareti bulur.
3. Yaşamın Değerini Anlama: Travma, yaşamın kısa ve kırılgan olduğunu acı bir şekilde hatırlatabilir. Ancak bu farkındalık, bireyin her anı daha fazla takdir etmesine, küçük mutluluklara daha fazla odaklanmasına olanak tanır. Yaşamanın her bir anı çok daha değerli hale gelir.
4. Kişilerarası İlişkiler: Travmatik bir deneyim sonrasında birey, zamanını ve enerjisini gerçekten değer verdiği insanlarla paylaşmaya yönelebilir. Yakın ilişkilerde artan bu derinlik ve anlam, yardımseverlik, şefkat, empati, hoşgörü ve karşılıklı anlayışın ön planda olduğu bağlar kurmayı beraberinde getirebilir.
5. İnanç Sisteminde Değişim: Travmatik deneyimlerin ardından birey, yaşamın anlamını ve kendi varoluşunu sorgulama sürecine girebilir. Bu süreçte, bireyin manevi inançları değişime uğrayabilir, esneklik kazanabilir ve yeni koşullara daha uyumlu hâle gelebilir. Böylelikle birey hem kendi anlamını hem de yaşamın daha büyük resmini yeniden tanımlar.
Hayat, bazen derinden sarsan krizler ve kayıplarla bizi sınar. Bu sarsıntılardan etkilenmemek insana özgü bir gerçeklikten uzaktır; çünkü insan olmak, yaralanabilir olmaktır. Zor anlardan güçlenerek çıkmak, sadece acıyı yenmek değil, acının içinden geçmeyi öğrenmeyi gerektirir. Travma sonrası büyüme, işte bu öğrenmenin adıdır. Bireyin yaşadığı sarsıcı olaylar, sadece yıkımın değil, aynı zamanda yeni anlamların ve hedeflerin de başlangıcı olabilir.
Psk. Dan. Merve Şenli
Kaynakça
Janoff-Bulman R (2004) Posttraumatic growth: Three explanatory models. Psychol Inq 15:30-34.
Tedeschi, R. G. & Calhoun, L. G. (2004). Posttraumatic growth: Conceptual foundations and empirical evidence. Psychological Inquiry, 15(1), 1-18.